30 Ocak 2011 Pazar

ADALET ÜZERİNE BİR ANALİZ DENEMESİ

Sakın Başlığa bakıp da yanlış yargıya varmayalım, değerli okurlar. Adalet, bağımsız ve demokratik bir devlet olmanın olmazsa olmaz ilk koşuludur. Mahkeme salonlarında yargıçların arka duvarında veya panosunda yazlı olan “ADALET MÜLKÜN TEMELİDİR “ sözündeki mülk kelimesi Devlet anlamındadır. Bazı yeni yetme zenginlerin malı mülkü değil. Denememiz alttaki verilerin incelenerek bir karara varmamızı sağlamaya yöneliktir. Başlayalım mı?

A. VERİLER
1. Başbakan Erdoğan Rektör Yücel Aşkın davası ile ilgili olarak YÖK Başkanı ve 77 rektörün yargıyı etkilemek suçu işlediğini söyleyerek suç duyurusunda bulundu.

2. Yeni yılın ilk ayının son günlerinde ajanslardan ulaşan şu haber gazetelerin ilk sayfalarında yer aldı : “Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Rektör Aşkın’ın tutuklanması ile ilgili açıklamaları nedeniyle YÖK Başkanı Teziç ve 77 Üniversite Rektörü hakkında yargıyı etkilemek suçundan soruşturma yapabilmek için Milli Eğitim Bakanlığı aracıyla YÖK’ten izin istedi.”

3. Cezaevinden çıktıktan sonra ilk kez YÖK’ü ziyaret eden Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof.Yücel Aşkın, “Erdoğan Teziç’in açıklamaları moral vermeye yönelikti, yargılamaya müdahale değildi” diye konuştu.

4. Vatan Gazetesi Başyazarı Güngör Mengi, 31 Ocak tarihli yazısında,” YÖK Başkanı Erdoğan Teziç’in soruşturma isteği yazısı kendilerine geldiğinde Kurul üyelerinden savcılık istemi doğrultusunda soruşturma izni verilmesini isteyeceğini, soruşturma safhasında da susma hakkını kullanarak söylediklerin in arkasında olduğunu ve adalete güvenlerini vurgulayacağını “ifade etti..

5. T.C. ANAYASASI MADDE 26. — Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar

6. Türk yargısının yapısının zayıf olduğunu öne sürmek gayriciddî ve sorumsuz bir yaklaşım olduğu kadar, bu yapıya nüfuz edilebildiğini iddia etmek de talihsiz bir beyandır. Bu beyanın sahibi somut delilleriyle derhal suç ihbarında bulunmak mecburiyetindedir.
Türk hâkim ve cumhuriyet savcılarının onurlarından ve vicdanlarından kimse kuşku duymamalıdır. Bu göreve layık olmayan bir hâkim ya da cumhuriyet savcısı saptandığında da gereğinin en sert şekilde yerine getirileceği bilinmelidir.
(Gürsel Kasım: Hâkim, Yargıtay Birinci Başkanlığı, Genel Sekreter Yardımcısının Radikal Gazetesine Gönderdiği açıklama )

B. İNCELEME VE TAHLİL
Başsavcılık Başbakan Erdoğan’ın suç duyurusu ile soruşturmaya başlamıştır. Acaba bir suçun kovuşturulması için Savcılığın suç duyurusu beklemesine gerek var mıdır? Elbette hayır. O zaman Başbakan adli bir makam olan Savcılığı etki altında bırakmış olabilir mi? YÖK Başkanı Erdoğan Teziç, kendisi de hukuk profesörü olduğu halde bu işleri Başbakan Erdoğan kadar bilemiyor olabilir mi?Yargıtay Başkanlığı açıklamasında olduğu gibi yargıya nüfuz etmek kolay olmadığına göre rektörlerin açıklamaları ile tesir altında kalmayacağı açık olan Türk Yargısına karşı Sayın Başbakan haksızlık etmiş olmuyor mu?
C. SONUÇ
Gerek YÖK başkanı ve 77 rektörün beyan ve davranışları demokratik fikir ve ifade özgürlüğü sınırları içerisindedir. Yargının haklarında vereceği karar Kasımpaşa üslubuna inen bir şamar olacaktır. Çünkü Ankara’da hâkimler vardır. Hukuk uleması Rektör Erdoğandır, Başbakan Erdoğan değil. Ulema severlere önemle duyurulur. Başbakan bu defa boyundan büyük bir rakibe dalmıştır ve tuş olması da pek yakındır.

(31 Ocak 2006 )

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder